Yaşam boyu öğrenme kavramı 20. Yüzyılın son çeyreğinde ön plana çıkmaya başlamıştır. Peter Jarvis yaşam boyu öğrenmeyi, “katılanların öğrenmesi ve anlamasına yönelik insancıl temellere oturtulmuş ve yaşamın herhangi bir dönemini kapsayabilen etkinlikler serisi” olarak tanımlamıştır. 21. Yüzyıl sınıf dışı eğitimlerin yayın eğitime dönüştürüldüğü bir yüzyıl olmuştur. Hayatının herhangi bir döneminde çeşitli alanlarda bir nevi açık okul statüsünde kendini gösteren bu usul, Türkiye’de kurumsal olarak son 20 yılda etkili olmaya başlamıştır. Yaşam boyu öğrenme, 7’den 70’e her bireyin faydalanabildiği, bakanlıklar, belediyeler, STK’lar, çeşitli kurum ve kuruluşlar tarafından topluma yönelik eğitim dizisi olarak hayat bulmuştur. Yaşam boyu öğrenme, işsizlik, bireysel istihdam, bilgi toplumundan dışlanma gibi süreçlerle başa çıkabilmenin bir formülü olarak görülmüştür.

Halk Eğitim Merkezleri, Meslek Edindirme Kursları, Yaşam Boyu Öğrenme Merkezleri günümüzde eğitime, istihdama ve  bireyin toplumsal adaptasyonuna önemli katkılar sunmuştur. Geçtiğimiz sene gerçekleşen belediye seçimleriyle birlikte İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İSMEK’lerin pasifize edilmesi ve eğitmenlerin işine son verilmesi tekrar gündeme geldi. İBB AK Parti Grup Başkanvekili ve Esenler Belediye Başkanı Göksu İSMEK’lerin mevcut durumunu eleştiren bir konuşma gerçekleştirdi. Daha sonra medyada, “İBB Meclisi’ne İSMEK Gerçeği Damga Vurdu” başlığıyla yer alan haberlerde İmamoğlu’nun İSMEK politikası eleştirildi.

Bu tarz bir kurumun her dönem açmış olduğu derslerin, atölyelerin ve eğitim programlarının ne denli ilgi gördüğünü biliyoruz. Yaşam boyu öğrenme, kültür ve sanat, istihdam gibi başlıklar bu kurumların topluma katmış olduğu pozitif gerçeklerdir. Şehrimizde de yaklaşık 10 yıldır varlığını sürdüren SAMEK’ler bu anlamda önemli bir misyon üstlenmiştir. Yaşam boyu öğrenmenin sürdürülebilir örneği SAMEK’ler aracılığıyla kendini göstermiştir. Son dönemde 80’den fazla branş ve birçok merkeziyle hizmet veren SAMEK’lerin eğitimlerine pandemi süreciyle ara verilmesine karar verildi. Ancak bu kararın sağlıklı olup olmadığı tartışmaya açık bir konudur. Sakarya Büyükşehir Belediyesi’nin SAMEK politikası tartışmalı bir hal almıştır. Pandemi süreci SAMEK’ler konusunda bir bahane sürecine dönüştürülmüştür. Daha önce çeşitli merkezleri kapatmak suretiyle ve SAMEK eğitmenlerinin işine son verilmesiyle gündem olan SAMEK’ler, bugün İBB AK Parti Grup Başkan Vekili M. Tevfik Göksu’nun şikayet ettiği durumla benzeşen bir hal almıştır.

Eğitmenlerin iş kapısı, toplumun kültürel katılımını artıran SAMEK’ler aynı zamanda sanat ve istihdam noktasında da şehrimize değer katmaktaydı. Sakarya Büyükşehir Belediyesi’nin SAMEK, Geleneksel Sanatlar İhtisas Merkezi, Sergi salonları ve kültürel çalışmalarında ortaya koyduğu kasıtlı süreç ne yazık ki bu değerli çalışmaları sekteye uğratmaktadır. Yerel basın mensuplarının ve köşe yazarlarının, kendini gazeteci olarak tanıtan tüm bireylerin şehre değer katan SAMEK’ler noktasında takipçi olmaları gerektiğine inanıyoruz.

Uçak restoran gibi, estetikten uzak, şehrin geniş ve ferah alanlarının kısıtlandığı projelere ayrılan bütçelerin, SAMEK gibi birçok emektar eğitmenin yer aldığı, toplumun her kesiminin zengin eğitimlere muhatap olduğu bir kuruma yönlendirilmesi şehrimiz adına hayırlı olacaktır. Tiyatrocu danışmanların atandığı kurumda devlet tiyatrolarının yok edildiği, akademisyenlerin atandığı kurumda yaygın eğitimlerin zayıflaması oldukça yaralayıcı bir durum. Yaşanan bunca garabete sessiz kalan yerel basınımızı ve onun değerli mensuplarını toplumun sesi ve vicdanı olmaya davet ediyoruz.

Tarihe şahitlik olarak düştüğümüz tüm yapıcı eleştirilerimiz, Sakaryalıların geleceği adına kaleme alınmaktadır.