728 x 90

Geçti Hayal İçinde Bunca Yıl Bir Gün Gibi

Geçti Hayal İçinde Bunca Yıl Bir Gün Gibi

Safiye Ayla söylüyor, “Geçti hayal içinde bunca yıl bir gün gibi…” ne de güzel… Susmanın işe yarayan tarafını henüz keşfedemedik. Ancak mevcudun muhafazası adına susmanın birileri için ne kadar değerli olduğunu geç anladık. Siyasi denklemlerin insanları getirdiği “Aman Ali Rıza Bey ağzımızın tadı bozulmasın” noktasından kimse bir adım ileri gidemiyor. Biz sizi bir adım ileri davet ediyoruz. Elbette sizi ağzınızın tadını bozmaya davet eden birilerinin peşine takılmak zorunda değilsiniz.

İşe yarar şeyler söylediğimiz noktasında mutabık olduğumuz insan sayısı oldukça az. Bu bizim için sorun teşkil etmiyor.  Söylediklerimizin işe yaramadığını düşünen bazı kimselerin on parmak yarışına girdiğini gördüğümüz oldu. Bu yarışın bir fikir haysiyeti adına başlatıldığını söylemek abes olur. Ancak neden başladığını az çok tahmin edenleriniz vardır. Medya dünyasından kalem satın almak kırtasiye dünyasından daha ucuza kapatılır hale geldi. Bunlar üzerine kafa yormak kimseyi mutlu etmiyor, herkes düzenin devamlılığı üzerine yemin etmiş gibi davranmaya devam ediyor. Düzenin devamlılığını tesis etmek tek başına medyanın harcı değil elbette. Siyasiler, bürokratlar, iş insanları ve nemelazımcılar bu ortama kuvvet veriyor. Düzen, ideallerin değil tensiplerin verdiği güçle tesis edilir hale geldiğinde bizleri bekleyen felakete uzak düşmeyeceğiz.

Üstü kapalı görünen bu yazıların nereye gittiği hususunda bir hesap içerisinde değiliz. Hesaba katılan birileri olmak için bir alışveriş içerisinde de olmadık. Mahşerde kursaklarından utanacak birkaç kişinin komplo teorilerine ayıracak vaktimiz yok. Keyifle, bazen topallayarak zaman ayırdığımız bu mecraya samimiyetten başka hiçbir şey sarf etmedik. Bu yazıları yazmanın bizden bir şeyler götüreceğine dair ortada dönen laf kalabalığına dâhil olanlardan nelerin gittiğine zaman karar verecek.

Şehrimizde ortaya çıkan absürtlükleri makyajlamak için yoğun çaba sarf ediliyor. Kafanızı nereye çevirirseniz lavanta kokulu duygulara kapılabilirsiniz ancak gerçekten öyle mi? Olmadığını herkes biliyor. Sadece bu günlerin suskunluktan payı var diyebiliriz. Burada Hikmet Kıvılcımlı’ın siyasi literatüre kazandırdığı Susuş Kumkuması terimi akıllara geliyor. Tanıl Bora bunu bir tık öteye taşıyarak, “unutuş kumkuması olmakla malûldür Türkiye’nin politik kültürü.” demişti. Tanıl Bora’yı haksız çıkaracak bir politik kültüre kavuşacak mıyız dersiniz? Kısa vadede zor görünse de, her vadede unutmayanların safında yer aldığımızı söyleyebiliriz.

Rusların Çekoslovakya’yı işgali esnasında sokaklarda asılı posterlerde ne yazdığını hatırlatmakta fayda var.

Hiçbir şey öğrenmedik,

Hiçbir şey bilmiyoruz,

Hiçbir şey anlamıyoruz,

Hiçbir şey satmıyoruz,

Yardım etmiyoruz,

İhanet etmiyoruz,

Ve unutmayacağız.

Editör.

Son Yazılar