–
Sakarya’da 16 tane İlçe Belediyesi var, bir de Büyükşehir Belediyesi. Bu belediyelerin tamamı Cumhur İttifakı uhdesinde bulunuyor. Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere ilçelerde seçilen Belediye Başkanları bulundukları bölge halkının yüksek teveccühü ile seçildi. Detaylarına girmeye şimdilik lüzum görmüyoruz, eksileri ve artılarıyla bir dönemin daha sonuna geliyoruz. Eksileri ve artılar daha sonraki yazılarda değerlendirilebilir. Asıl dikkat çekilmesi gereken bir konu var, onu da yazmak bize düştü.
Son aylarda İlçe Belediyeleri ve Başkanları ölçüsüz şekilde hedef tahtasına konmuş durumda. Sakarya basınında köşe yazarları belediye başkanı avına çıkmış, en bilindik sitelerin manşetlerinde sürekli bir belediye gündemi yer alıyor. Bu basın kuruluşları ve köşe yazarları neredeyse tüm İlçe Belediyelerini yerden yere vururken Sakarya Büyükşehir Belediyesi’ne dair tek kelime etmiyor. Veya edemiyor. Hatta bu basın kuruluşları ve köşe yazarları açık açık Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ve AK Parti’yi eleştirirken Sakarya Büyükşehir Belediyesi’nin son dönemine dair ufacık bir eleştiri kaleme alamıyor.
İlginç değil mi?
Bu size de garip gelmiyor mu?
Eğer ortada iyi niyet ve başarılı bulunan bir belediye varsa amenna. Bu susuş kumkumalığını anlayabiliriz.
Ama durumun iyi niyetten ve başarıdan ibaret olmadığını bu yazıyı okuyan herkes iyi bilir.
Bunu bir dönem eleştirisi olarak kabul etmeyin. Sakarya son 3 dönemdir hak etmediği bir yerde debelenip duruyor.
Şehrin ana gündemi olan Kentsel Dönüşüm birkaç kişi hariç kimsenin umurunda değil.
Ulaşıma dair nostalji tramvayıyla kandırılan bir şehiriz.
Sosyal ve kültürel alanlar noktasında büyük bir boşluk içindeyiz.
Şehrin her noktasında irili ufaklı kulübeler var.
Kavşaklara dikilen şanlı Türk bayrağının formu resmen bir dönem göstergesi.
Binlerce bina ufak bir titreşimi beklerken şehrin reklam panolarında çilek ve mantardan bahsediliyor.
Sakarya’nın kronik hale gelmiş her sorunu resmen rafa kaldırılmış durumda.
Daha yazacak çok şey varken, bütün günahı ilçe belediyelerine yüklemek pek insaflı bir tavır değil.
Elbette basın her şeyi yazıp, eksikleri eleştirecek ama bunu basın misyonu olduğu için yapıyorsa ne âlâ.
Ama burada herkes günahkar, sadece tek bir kurum ve bir kişi doğru yoldaysa burada bir sorun var demektir.
Eğer tek bir kurum ve tek bir kişi aynı partide, aynı ittifakta yer alan herkes eleştirilirken kendisine methiyeler düzülüyorsa orada da sorun var demektir.
Bu sorunu çözmek kime düşer? Orasını siz daha iyi bilirsiniz.