728 x 90

Maziden Atiye Spor Emekçilerine Değer

Maziden Atiye Spor Emekçilerine Değer

Kadir Korkut’un yazısı

Bir şehirde yaşamak için en önemli sebeplerden biri o şehri değerli kılan topluluklarının, cemiyetlerinin olmasıdır. Sivil insiyatif, şehirdeki en tarafsız gücü oluşturur. Çünkü bu oluşumlar salt bir dünya görüşünün, sabit fikirlerin, parti kadrolarının güdümünde değil; toplumun farklı kesimlerine ait vatandaşların gönüllülüğüyle oluşan bir işgücüyle varlığını sürdürür. Bu iyi niyetin ortaya çıkması genelde şehirdeki bir ihtiyaç üzerinedir. Toplumun kendini potansiyelli hissettiği alanda beklediğini gerçekleştirememiş olması, ister istemez onda bir baskı yaratır. Bu etkiyle harekete geçen gruplar iyi bildiğine inandığı alanda katkı sunmaya başlar. 

Akademi Sakaryaspor’un, Adapazarı gibi futbol ve spor tarihine iz bırakmış bir kentte harekete geçmiş olması bu şehirde neyin layıkıyla yapılamadığını gösteren unsurlardan birini oluşturuyor. Camia olmanın sadece mücadele edilen kulvarda bir ağırlık taşımak, sahaya çıkılan şartları olgun bir düzeye taşımak anlamına gelmediğini bilen dernek sakin bir projeksiyon sunmaya devam ediyor. Türkiye’de son yıllarda yıkılan statların hemen hiçbirinin yerinde onları anan küçük bir işaret dahi bulunmazken Akademi öncülüğünde emek verdiği günlere ve hatıralarına sahip çıkan Sakarya şehri hafızasına bir belgesel ve bir tribün bırakmış durumda. Yıkılması için harekete geçenlerin bile o mekânı etkinlik merkezi ilan etmesi, derneğin duruşunun ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.

Mekanları hatırlanır kılan şüphesiz insanların o mekanlarda geçirdiği günlerin güzelliğidir. Cisme anlam katan insan ruhunun kendisidir. Ona o tatlı dokunuş nereden kaynaklandığını tam bilemediğimiz yumuşak bir histen gelir. Nesne ancak insanın elinde nesnedir. Yola Bizim Stat’la bir mekânı sahiplenerek çıkan Akademi’nin ikinci büyük projesinin insanı yaşatmak üzerine kurgulanması tesadüf olmasa gerek. Sakarya’nın Spor Emektarları adıyla Türkiye spor tarihine adını kazımış fakat üzeri toz tutmuş isimlerin hayattayken değerinin bilinmesini hedefleyen proje profesyonel ekiplerce elde edilmiş bir fotoğraf sergisi ve sergi albümü üzerine kurgulanmış. Albüm, söz konusu isimlerin bilinmeyen yönlerini de hedefleyen biyografileriyle donatılmış. Projeyi yürüten dernek üyeleri aynı zamanda konukların ses kayıtlarını, gün yüzüne çıkmamış fotoğraflarını da arşivine eklemiş. Kitaptaki biyografilerin kişilerin otantik ifadelerinden elde edilmiş olması böyle bir derneğin bu seslerden ileride başka bir kompozisyon oluşturma ihtimalini de akla getirmiyor değil. Sakarya gibi çoğu zaman kendi başkanlarına, kendi hocalarına temiz bir koltuk dahi ayıramayan bir şehirde böyle ince dokunuşlar takipçisini muhtemelen şaşırtacaktır.

Türkiye’de ‘kutsal branş’ futbol olmasına rağmen Akademi Sakaryaspor kayaktan, voleybola, briçten masa tenisine, hakemlerden malzemecilere kadar farklı dallardaki spor emekçisine hak ettiği değeri vermek için kolları sıvamış durumda. Bir toplumun neye değer verdiğinin, o toplumun da değeri konusunda bir veri oluşturduğunu biliyoruz. Günümüzde içi boş popüler karakterler, sosyal medya kahramanları ve fenomenler (!) tarafından kültürümüz işgal edilmiş durumda. Maalesef üst nesilden aşağıya doğru bir bağ, bir filiz uzanmıyor. Anneler ve babalar çocuk, çocuklar ise veli olmuş durumda. Okullarda öğretmenler akıllı tahta ve fotokopi makineleri tarafından tek tipleştirildi, sevgi ve dokunuş ikinci plana itildi. Nefes almakta zorlandığımız ülke gündeminde Akademi kül kaplı zeminde bir temizlik başlatmış gibi görünüyor.

Türkiye spor kültürüne gerek Adapazarı’ndan gerek çevre illerden vatandaşların sahip çıkması için Cadde54 çok da uzak değil.

Son Yazılar