Yorum: Bu soruyu sormamızı gerektirecek birçok neden var. “Adapazarı’nda kültür merkezi var mı?
Bu soruyu sormamızı gerektirecek birçok neden var. “Adapazarı’nda kültür merkezi var mı?”… Soruyu ikiye bölersek, önce şunu sorabiliriz; “Adapazarı’nda kültür var mı?” elbette bu soruya verilecek uzun ve geniş cevaplar vardır. Kültürü kavramsal olarak derinlemesine irdeleyebiliriz. Ancak Adapazarı ekseninde Terry Eagleton’un tanımlarından biri olan, “Toplumun estetize edilmiş yorumu olan yaşam tarzı olarak kültür, toplumda estetik yapıntıyla ilişkilendirdiğimiz birliği, duyumsal yakınlığı ve çatışmadan kurtuluşu bulur” ifadelerinde yer aldığı gibi birlikte yaşama aksiyonunu sergiler. Daha spesifik olarak yorumlarsak yine Eagleton’un tanımlarından biri olan “sanat olarak kültür”, bireylerin ve bireylerin entelektüel seviyesini artırmak isteyen kurum-kuruluşların hareket alanı içerisinde yer alır. Bu bağlamda Adapazarı’nda sanat olarak kültürün kendini ifade edebildiği kamusal veya sivil mekânların varlığı tartışmaya açık bir konudur.
Adapazarı’nda sanat olarak kültürün kendini ifade edebildiği kamusal veya sivil mekânların varlığı tartışmaya açık bir konudur.
Son 10 yıla baktığımızda, Adapazarı’nın kültür-sanat hayatı önemli bir ivme yakaladı. Sakarya Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde şehirde; seminer, konferans, panel, tiyatro, konser gibi çeşitli etkinlikler her ay sanatseverlerle buluşuyor. Aynı zamanda Sivil Toplum Kuruluşları da bu tarz etkinlikler yapmaya devam ediyor. Türkiye’nin birçok ilinin mahrum olduğu bu kültür-sanat havasını teneffüs edebilmek Sakaryalılar açısından oldukça önemli. Bu başarının ardında geçmiş dönem Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu başta olmak üzere Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanı İbrahim Aktürk’ün olduğunu Türkiye’nin kültür-sanat camiası müşahede etmiştir. Toçoğlu döneminde sanat merkezine ve konser salonuna dönüştürülen eski yapılar da takdir topladı. Meselenin özüne gelecek olursak, bunca kültür sanat havasının solunduğu Adapazarı’nda kültür merkezlerinin işlevi oldukça acı bir tabloyu gözler önüne seriyor.
Türkiye’nin birçok ilinin mahrum olduğu bu kültür-sanat havasını teneffüs edebilmek Sakaryalılar açısından oldukça önemli.
Adapazarı Kültür Merkezi
17 Ekim 2003 Cuma günü Sakarya Büyükşehir Belediyesi tarafından hizmete girdi. Dönemin Belediye Başkanı Aziz Duran’dı. Merkez’de sinema salonları, tiyatro salonu, sergi salonu ve Belpaş tarafından işletilen bir kafeterya bulunuyordu. Daha sonraları Zeki Toçoğlu döneminde tiyatro salonu hariç tüm kültür merkezi özelleştirilmişti. Bu özelleştirmeden sonra merkez hızla kültür merkezi olma özelliğini yitirdi. –öncesinde yitirmeye başlandığı ifade ediliyor-. Zaten bir Kültür Merkezi, kültürel ağırlığından ziyade kafeteryasıyla, vizyon filmleriyle ilgi çekiyorsa orada savrulma başlamıştır. Bu durum Türkiye’deki kültür merkezlerinin kaderi denilebilir. Daha sonraki süreçte 2010 yılından itibaren şehirde başlayan Kültür-Sanat hareketliliği, şehir ve devlet tiyatrolarının şehre gelmeye başlaması, ulusal sergilerin şehirle buluşması, Türkiye’de tanınan birçok düşünür, sanatkâr ve akademisyenin çeşitli konferans veya paneller vesilesiyle Sakaryalılarla buluşması şehre ciddi bir hava katmıştı. Tüm bunlar olup biterken AKM olduğu gibi duruyor, kültür merkezi kimliğine sahip yeni bir merkez inşa edilmiyordu. Bu, oluşturulan kültür-sanat havasına oldukça ters orantılı bir durumdu. En alt kattaki salon birçok etkinlik için kullanılsa da, merkezin üst katları günümüze varana dek her türlü saçmalığa maruz kaldı; kafeterya, oyun salonu, nargile kafe gibi… Günümüzde Belediye ve STK’ların kullandığı salonun içler acısı halini merkezi kullanan herkes bilir. Biz bu çalışmayı yazarken Ekşi Sözlük’te Adapazarı Kültür Merkezi başlığı altında yazılanları inceledik; 5 maddeden 4’ü Kültür Merkezi’nin tuvaletlerine jetonla giriliyor olmasına dairdi. -bir kültür merkezinin sadece bununla anılıyor olması üzücü- Aynı zamanda salonun rutubeti, mescidlerin kanalizasyon akıntısıyla kullanılamaması gibi birçok şikayet söz konusuydu. Bu bağlamda AKM’nin kültür merkezi kimliği sadece tabelada yaşamaktadır. Başkan Toçoğlu döneminde AFA’nın yıkılıp yerine yapılacağı açıklanan proje de belirli bütçe problemleri nedeniyle yapılmadı diye biliniyor. Şuan ki Belediye Başkanı Ekrem Yüce’nin seçim vaatleri arasında bu merkezi yapmak vardı. Açıklanan proje olduğu gibi yapılırsa eğer Türkiye’nin en iyi kültür merkezlerinden biri Sakarya’da yer alır. Bu güzel yatırımla Başkan Yüce’nin şehre önemli bir katkı sağlayacağını düşünüyoruz.
AKM’nin kültür merkezi kimliği sadece tabelada yaşamaktadır.
Orhangazi Kültür Merkezi
Adapazarı Belediyesi tarafından 2011’de inşa edilen Orhangazi Kültür Merkezi, şehrin konum olarak en önemli ve merkezi yerlerinden birinde yer alıyor. Merkezin açılışına dönemin Bakanı Ertuğrul Günay iştirak etmişti. Genişliği itibariyle merkezde birçok ofis yer alıyor. En üst katı bir zamanlar Dershane olarak kullanılmaktaydı, şuan SAMEK merkezi olarak kullanılıyor. Orhangazi Kültür Merkezi’nin çok az bir kısmı kültür merkezi kimliğini taşıyor. 2011’de Günay açılışta her ne kadar kültüre, sanata, edebiyata, tiyatroya dair bir şeyler söylemiş olsa da merkez bu anlamda hiçbir etkileşim içerisinde olmadı. Hatta mimari olarak Kültür Merkezi kimliğine o kadar uzak tasarlanmıştı ki, sahnesine değil tiyatro dekoru, 3 kişilik bir müzik grubu dahi zor sığabilirdi. 2011’de inşa edildikten sonra içerisinde bulunan salonunda belediye ve STK’lar tarafından nadiren etkinlikler tertip edildi. Ancak açılışında 2011-2012 kültür sanat sezonu iddiası gelecek yıllarda kendini hiçbir zaman göstermedi. Oysaki sahne kısmında “Kültürün merkezine hoşgeldiniz” ibaresi yer almaktaydı. Bir belediye kültürel etkinlikler düzenlemeyebilir ancak bir belediye büyük bütçelerle inşa ettiği bir iş hanına Kültür Merkezi kimliğini yakıştırmamalıdır. Tabi tarihler 2019’u gösterdiğinde değişen idari kadro ve yönetim anlayışı ilk olarak Orhangazi Kültür Merkezi’ne el attı. Tiyatro oynanamayan sahne genişletildi. Adapazarı Belediyesi tarafından kültür-sanat etkinlikleri başlatıldı. Türkiye’nin önemli tiyatro oyunları şehre davet edildi. Çeşitli sergiler ziyarete açıldı. Bu durum bir nebze de olsa Orhangazi Kültür Merkezi’nin kültür merkezi kimliğini şehre hatırlatmış oldu. Bunda Mutlu Işıksu’nun payı göz ardı edilemez. Bir dokunuş beraberinde birçok güzelliği getirebilir. Işıksu’nun Başkanlık makamına geçer geçmez kütüphaneden, müzelerden bahsetmesi ve şuan atıl bulunan eski İslam Ticaret Bankası için girişimlerde bulunması ciddi bir açılım oldu. Ancak yine acı bir geçekle yüzleşmemiz gerekirse, ne Adapazarı Kültür Merkezi, ne Orhangazi Kültür Merkezi bir kültür merkezi değildir. Umuyoruz ki, şehirde oluşan kültür-sanat havasını kaldırabilecek kültür-sanat merkezlerimiz olur. İnşa edilen kültür merkezlerinde, ehline danışılıp, mimarisine özen gösterilen ve her şeyden önce tüm kullanım alanları kültüre ve sanata hizmet etmeli anlayışıyla yola çıkılmalıdır.
Bir belediye kültürel etkinlikler düzenlemeyebilir ancak bir belediye büyük bütçelerle inşa ettiği bir iş hanına Kültür Merkezi kimliğini yakıştırmamalıdır.
Yazar: Derda Şanalmış