Necati Mert ziyaretinin ardından Kadir Korkut yazdı.
Şehirlerin yazarları vardır, o şehrin sokaklarında gezer, o şehirden ilhamla yeni yeni harfleri biraraya getirir. Gerek yazı hayatından gerek iş hayatından o şehirdeki tanışlarından aldığı kuvvetle konuşmak heyecanını kendinde bulur. Bu aslında yaşamaya devam demektir onun için. Siyasetin kolaycılığı, popüler kültürün basmakalıpları ve yığınlaşmış toplum psikolojisiyle o kendisi olarak mücadele eder.
Yazar şehirde nefes aldıkça sokakların edebi eserlere katılma imkanı artar. Konu komşu, esnaflar kendini bir hikayenin tam ortasında bulur. Genelde şehir sakinlerinin bir esere konu olduklarından haberi yoktur ama yazar onları da kullanmanın tadıyla aidiyet hissini pekiştirir. Kendini kendi çevresiyle metinlerde sosyalleştirir. Bu üretme sürecindeki alegorik ilişki, yazarın günlük hayatta onlarla olmayacağı anlamına gelmez ama metinlerdeki birliktelik daha olmazsa olmazdır yazar için.
Bu tarfilere tam uyar mı bilinmez ama Necati Mert ve Adapazarı için böyle bir ilişkinin bu ikiliyi yakından tanıyanlar için yer yer mümkün olabileceği düşünülebilir. Necati Mert kendi deyimiyle bir dergiden ses verdiği zaman karşılık, Dörtyol’un öbür tarafından gelir. Yerlidir ama yerel değildir Mert. Türkiye’de hikaye denince bir ağırlığı vardır.
Adapazarı’ndaki öğretmenlik günlerinden sonra kitapçılık yapmaya başlar. Gönlü hep kültür kitapçılığından yanadır ama “piyasa”, ders kitaplarına, test kitaplarına ve kırtasiyeciliğe el atmasını gerektirir. Havuzluçarşı’nın yazar esnafıdır o. Hikayesini yazar, paketini bağlar, siparişini verir.
Uzun ve heybetli bir ömrün özeti olarak Necati Mert’in dükkan hayatı önemlidir. Çünkü orası sadece bir işyeri değil aynı zamanda bir edebiyat mahfilidir. Yazar dostları, ondan imza almak isteyen okurları ve öğrencileri ona en çok orada temas eder.
Geçen yılların ardından Mert’in yaşadığı rahatsızlıklar oldu, yol arkadaşını kaybetti, dışarıyla olan ilişkisi azaldı ama o üretken, dikkatli bakışlarını hiçbir zaman kaybetmedi Mert. Okumaya, yazmaya, düşünmeye devam ediyor. Masasında son ayın dergileri, kendi çıkartmak üzere olduğu eserin taslakları, kurumların, yazar arkadaşlarının hediyeleri hep elinin altında.
Böyle kıymetli bir yazarın yanıbaşında yaşamak edebiyatsever hemşehrileri için kuşkusuz bulunmaz bir nimet. O’na zil bastıktan iki dakika sonra ulaşabilir olmak, dilimize yeni kazandırılmış bir hikaye kitabının kapağını açıyor gibi geliyor bize.