–
Hiçbir zaman kendisi, şahsiyeti ve ilkeleri adına konuşamayan birilerinin, diğerlerini ismiyle konuşmaya davet etmesi abesle iştigal ve gülünç. Sakarya hiçbirinin umurunda olan bir şehir değil. Alıştırılmış oldukları düzen onları Sakarya ile ahlaklı bir dertlenmeye teşvik edemiyor. “Niçin?” sorusuna hiçbir karşılık bulamayana laf anlatmak pek sağlıklı bir durum değil. Sakarya’nın nasıl idare edildiğiyle alakalı soru sorma cüreti gösteren herkesin işiyle, eşiyle veya geleceğiyle tehdit edildiği bir düzlem kabul edilebilir bir şey değil.
Ötekileştirilenlere bir de balık hafızası biçenler yanılgı içinde olduklarını öğrenmeye başladılar. Yaşananları salt siyasi bir çekişme olduğunu düşünenlerin insan onuruna tasallut ettiği günlerin üzerinden çok geçmedi. Göreve geldikleri ilk günden bu yana masalarına sarı zarf bıraktıkları, sadece birileriyle çay içtikleri için sürgün ettikleri insanların ahları dünkü gibi diri. Sakarya’nın geleceğiyle ilgili pudralanmış vaatlerin büyük bir balon olduğunu ise hep birlikte izliyoruz.
Hizmetin olmadığı yerde algının ne kadar değerli bir şey olduğunu görev üstlenmeden fark edenler oldu. Susturmak veyahut istediğini söyletmek üzere bir formül çoktan keşfedilmişti. Muhataplarının da bunu beklediklerini çok iyi biliyorlardı. Başarılı da oldular. Sakarya’nın heba edilen 5 senesi; görmeyenler, duymayanlar ve bilmeyenler arasında gelip geçti. Twitter’da trol ordusu kuranlar ve kendi adına platform kurdurup sloganlar eşliğinde yürüyenler sahte bir düzenin esiri oldular.
İsimsizliğe tahammülü olmayan “gazeteciler” ise isimlerine biçilmiş değere göre hareket etmeye devam ediyorlar. Kamu kurumlarının basın bürolarında yazılan metinler hangi köşe yazarlarının adıyla yayımlanıyor? Editörden başlığı altında yazılan yazıların yazarları kimler? gibi sorulara cevabı olmayanlar isim arama hakkını kendilerinde ne cüretle buluyorlar hayret doğrusu. Seçim zamanı geçim zamanı deyip her şeyi zamana bırakmak en hayırlısı.